Bilmek İstedikleriniz

  Dışkılama sırasında herhangi bir ağrı sızı olmaması, dışkılamanızın normal olduğunu göstermez. Hatta gün içerisinde sürekli yanma ve kasılmaları da dışkılamadan bağımsız düşünmek hata olacaktır. O yüzden öncelikle hikayenizin çok daha detaylı bir şekilde sorgulanması gerekecektir. Birçok kişi, altta yatan peklik/dışkı sertleşmesi kaygısı nedeniyle ya beslenmeye dikkat ederek ya da tuvalete gitme sıklığı ile oynayarak dışkyı yumuşatıp inceltmeye çalışır. Hatta bu sayede çözüme(?) ulaşıldığı sanılır ve mutlu olunur. Ama gün gelir...
  Sonuç olarak... Her ne kadar dışkılama sırasında sorun yaşamıyor olsanız da wc den 30dk ila 1 saat sonrasında (tuvalete gitmediğiniz günlerde veya tuvalete gidene kadar yanma ve kasılma olmaması tipiktir) belirginleşme başlayıp gün boyu devam eden makattaki yanma ve kasılmaların; altta yatan ve dışkılama güçlüğüne yol açan hastalıkların (Anismus, Rektal hiposensitivite, Pelvik taban düşüklüğü gibi) bir sonucu olduğunu düşünmekteyim. Bu çerçevede yapılacak detaylı sorgulama ve muayene sonrasında yapılacak ileri proktolojik tetkiklerle (Baryum Defekografi, Yüksek çözünürlüklü anal manometri, Endoanal ULtrason gibi) yaşadığınız sorunların kökenine inmek mümkün olacaktır. Malum çözüm, sorunun içinde gizlidir.
  Makatta yanma ve kasılma sorunu olan hastalarda, altta yatan ve dışkılama güçlüğüne yol açan hastalıkları dikkate almayan botoks enjeksiyonlarından fayda beklenemez.
  Mevcut kasılmanın iç kas veya dış kas kökenli olup olmadığını da ileri proktolojik testler sayesinde belirlemek mümkündür.

  Hemoroid,daha doğrusu hemoroidal hastalık; kendi kendine geçen bir hastalık değildir. Çünkü yıllardır devam eden ıkınmaların bir sonucu olarak oluşan bir deformasyondur. Kadınların doğum ve emzirme dönemi sonrasında memelerinde oluşan deformasyon (büyüme ve sarkma gibi) gibi... Memelerdeki bu deformasyon kendi kendine kayboluyor mu? Hatta bu deformasyon, doğum ve emzirme süreçleri tekrarladıkça nasıl daha da ilerliyorsa dışkılama sürecinde yaşanan ıkınmalar devam etikçe hemoroidal hastalık da ilerlemeye devam eder. Dolayısıyla yaşanan makat sorunları şiddetlenir / sıklaşır çeşitlenir.
  Ameliyat şart mı? Kişinin hayatını tehdit edecek düzeyde bir kanamaya yol açmıyorsa şart değildir.Ameliyat, bozulan yaşam konfor ve kalitesini geri kazanmak adına sunulan yollardan biridir. O yüzden sadece bir tercih meselesidir.

  Sizin de belirtmiş olduğunuz gibi birçok kişi, yaşadığı kabızlığı çok fazla önemsenmez, sıklıkla da beslenmeyle geçiştirir. Yaşadığı ama pek önemsenmediği bu kabızlığın yol açtığı ıkınmalara makat daha fazla dayanamaz ve gün gelir; hemoroid, çatlak, anal apse/fistül gibi makat hastalıkları oluşur. Dolayısıyla yaşam konfor ve kalitenizi bozan makat sorunları yaşanmaya başlanır. Bu süreçte her ne kadar makata ve hemoroid/çatlak gibi makat hastalıklarına odaklanılsa sizin durumunuzdaki birçok hastadaki asıl sorun (altta yatan ve pek önemsenmeyen veya beslenmeyle geçiştirildiği sanılan) dışkılama güçlüğü (dışkı çıkış güçlüğü tipi kabızlık) dür.
  Geçirmiş olduğunuz çatlak ameliyatı (kas gevşetme), makat iç kasında yaptığı kısmi gevşeme ile sadece çatlak iyileşmesi için zemin hazırlar. Ama altta yatan ve dışkılama güçlüğüne yol açan olası hastalıklar (Rektosel, Anismus, Rektal hiposensitivite, Pelvik taban düşüklüğü gibi) için tek başına çözüm imkanı sunmaz. Hatta bazen tam tersine, çatlak ameliyatı sonrası gerek değişen/azalan beslenme sebebiyle gerekse azalan/geçen makat sorunları (ağrı, kanama gibi) nedeniyle altta yatan dışkılama sorunları (tıkanıklık hissi, tam boşalamama, bitmemiş hissi gibi) ön plana çıkmaya başlar. Dolayısıyla sizin yaşadığınız dışkılama sorunlarını da bu çerçevede ele almak çok daha uygun olacaktır.
  Geçirmiş olduğunuz çatlak ameliyatı, makatta yapısal bir darlığa (Anal Stenoz) yol açmaz. Ancak altta yatan ve dışkılama güçlüğüne yol açan hastalıkların gün yüzüne çıkmasına vesile olmuş olabilir. Ki bu hastalıklardan biri de makatta işlevsel darlığa yol açan Anismusdur...
  Bu çerçevede yapılacak detaylı sorgulama ve muayene neticesinde ileri proktolojik tetkiklerle (Baryum Defekografi, yüksek çözünürlüklü anal manometri ve 3D Endoanal Ultrasonografi gibi) araştırılmanız gerekebilir. Ancak bu sayede durumunuzu tam olarak ortaya koymak ve netleştirmek mümkün olacaktır.

  Anismus da uygulanan botoks enjeksiyonunun (tekli veya çoklu doz) doğrudan tedavi edici özelliği, çok ama çok kısıtlıdır. Botoks enjeksiyonunu, kullanıcı eğitimi sonrasında ve kullanıcı eğitimindeki başarı oranını desteklemek/yükseltmek için kullanmak, çok daha uygundur. Anismusda kullanıcı eğitimi ve başarı olmadan sadece botoks enjeksiyonları ile bir tedavi mümkün değildir. Temeli olmayan bir inşaaat gibi...

  Ameliyatınız gerçekten lazerle mi oldu bilmiyorum ama yüksek enerji kaynaklı (ligasure, ultracision gibi) kaynaklı cihazlarla yapılan ameliyatlarda veya bant ligasyon (boğma) uygulamalarında 6-9 günler arasında geç dönem kanamaları olabilmektedir. Bu durumda hasta tekrar ameliyata alınarak kanama kontrolü yapılır ve hasta, kaldığı yerden hayatına devam eder.