ankaralı 26.03.12
hocam, 43 yaşındave 75 kg dayım. tıbben bildiğim kadarı ile arızi bir durmumum yok. hatırladığım kadarı ile 6-7 yaşlarında iken dıçkılamada hafifte olsa kanama oluyordu.makat bölgesinde belli berlirsiz meme vardı.kendiliğinden geçti.ve yıllardır bu hastalığın emmaresi yoktu.dün akşam, makat bölgesinde bir basınç - asılma hissi (ağrı değil) duydum. fasulye büyüklüğünde bir meme olduğunu farkettim. bu mesajı yazarken bile bu rahatsız edici hissi hala duyuyorum. basur denilen rahatsızlık böylesine birden mi fark edilir? ki basur olduğundan da emin değilim. esasen rahatsız eden konu şu; geçen sene bir yakınım ( 55 yaşlarında idi) basur ameliyatı olmuştu. ancak teşhis yanlış konulmuş, kanser olan hastılığa basur diye operasyon yapılmıştı.ve o hastamızda 6-7 ay sonrada vefat etmişti. burada ki sorumda şu; basur da yanlış teşhis ihtimali yüksek midir? basur sandığımız hastalığın esasen bir başka hastalık olduğunun belli ipuçları varmıdır?
Op. Dr. Levent TEZCAN
27.03.12
Öncelikle bu vesile ile bildiğimizi sandığımız ama bilmediğimiz bir konu üzerinde durmak isterim.
Normal dışkılama sürecini " Mermiyi namluya ver, ama namludan sen çıkarma, kendiliğinden çıksın" modeli olarak düşünürsek; tuvalete oturulduğunda ilk olarak karın kaslarını kullanarak dışkıyı makat ağzına yönlendiririz, yani mermiyi namluya veririz. Ama çoğu defa, farkında bile olmadan makattan çıkışın kendi kendine olmasına müsade etmez, yine karın kaslarını kullanarak dışkıyı dışarıya çıkarmaya çalışırız. Bu karın kaslarının desteği toplam dışkılama sürecinde %25 den fazla olmamalıdır. Ama olur..... Yani mermi namludan da çıkartılır. İşte bu karın kaslarının desteğiyle olan bu çıkışlar IKINMA ALIŞKANLIĞI nı oluşturur ve yıllar içersinde pek farkında olmadan yapılır. ZORLANMA ise işte bu ıkınmaların, dışkı çıkışını sağlayabilmek adına, artık yüzümüze dahi yansıdığı ve dışarıdan fark edilebildiği halidir.
Sanırım siz de pek farkında olmadan ıkınma alışkanlığını yaşıyordunuz. Buna bağlı olarak da bir önceki dışkılama sürecinizde biraz daha fazla bir ıkınma yaşadığınız ve sonrasında da birden bire bu tanımladığınız şişlik ile karşılaştınız(Tromboze hemoroid?) Ki trombozlar da bu yaşanmışlıkların bir sonucu olarak böyle birdenbire oluşur.
Gelelim şu yanlış teşhis olayına… Basur, hiçbir zaman kanser yapmaz, kansere de neden olmaz. Ancak toplumda sıklıkla bilindiği üzere makatta kanama, şişlik, ele gelen memeleşme, ağrı gibi sorunların da tek nedeni basur değildir. Diğer taraftan, özellikle 50 yaş üstünde olup makat şikayetleri olan hastalarda tedavi aşamasına geçmeden evvel “Eşeği sağlam kazığa bağlamak” adına öncelikle kalın barsakların gözden geçirilmesi gereklidir. Kapınızın önünde duran arabanın alarmı çaldığında “kedidir kedi…” diye geçiştiriyorsanız ve bir sabah kalktığınızda arabanızı göremediğinizde; kedi hırsız mı olur.
Aynı çıkışı(makatı) kullanmaları sebebiyle gerek makat ağzı hastalıklarının gerekse kalın barsaklara ait bir takım hastalıkların belirtileri birbirlerine çok benzer. Kesin olarak ayırt edebilmek için çeşitli ek tetkiklere veya görüntüleme yöntemlerine müracaat edilmesi gerekir.
Normal dışkılama sürecini " Mermiyi namluya ver, ama namludan sen çıkarma, kendiliğinden çıksın" modeli olarak düşünürsek; tuvalete oturulduğunda ilk olarak karın kaslarını kullanarak dışkıyı makat ağzına yönlendiririz, yani mermiyi namluya veririz. Ama çoğu defa, farkında bile olmadan makattan çıkışın kendi kendine olmasına müsade etmez, yine karın kaslarını kullanarak dışkıyı dışarıya çıkarmaya çalışırız. Bu karın kaslarının desteği toplam dışkılama sürecinde %25 den fazla olmamalıdır. Ama olur..... Yani mermi namludan da çıkartılır. İşte bu karın kaslarının desteğiyle olan bu çıkışlar IKINMA ALIŞKANLIĞI nı oluşturur ve yıllar içersinde pek farkında olmadan yapılır. ZORLANMA ise işte bu ıkınmaların, dışkı çıkışını sağlayabilmek adına, artık yüzümüze dahi yansıdığı ve dışarıdan fark edilebildiği halidir.
Sanırım siz de pek farkında olmadan ıkınma alışkanlığını yaşıyordunuz. Buna bağlı olarak da bir önceki dışkılama sürecinizde biraz daha fazla bir ıkınma yaşadığınız ve sonrasında da birden bire bu tanımladığınız şişlik ile karşılaştınız(Tromboze hemoroid?) Ki trombozlar da bu yaşanmışlıkların bir sonucu olarak böyle birdenbire oluşur.
Gelelim şu yanlış teşhis olayına… Basur, hiçbir zaman kanser yapmaz, kansere de neden olmaz. Ancak toplumda sıklıkla bilindiği üzere makatta kanama, şişlik, ele gelen memeleşme, ağrı gibi sorunların da tek nedeni basur değildir. Diğer taraftan, özellikle 50 yaş üstünde olup makat şikayetleri olan hastalarda tedavi aşamasına geçmeden evvel “Eşeği sağlam kazığa bağlamak” adına öncelikle kalın barsakların gözden geçirilmesi gereklidir. Kapınızın önünde duran arabanın alarmı çaldığında “kedidir kedi…” diye geçiştiriyorsanız ve bir sabah kalktığınızda arabanızı göremediğinizde; kedi hırsız mı olur.
Aynı çıkışı(makatı) kullanmaları sebebiyle gerek makat ağzı hastalıklarının gerekse kalın barsaklara ait bir takım hastalıkların belirtileri birbirlerine çok benzer. Kesin olarak ayırt edebilmek için çeşitli ek tetkiklere veya görüntüleme yöntemlerine müracaat edilmesi gerekir.