Candost 31.03.20
Merhaba
Doğum sonrası idrar torbası ve mesanede sarkma oluştu ve ameliyat sonrası kaka kaçırma problemim çok azaldı ancak şuan iki üç damla sızıntı şeklinde oluyor? Bu zamanla geçer mi ne yapmalıyım
Doğum sonrası idrar torbası ve mesanede sarkma oluştu ve ameliyat sonrası kaka kaçırma problemim çok azaldı ancak şuan iki üç damla sızıntı şeklinde oluyor? Bu zamanla geçer mi ne yapmalıyım
Op. Dr. Levent TEZCAN
31.03.20
Sorunuz tek başına anlamlı değil. İlave olarak göndermiş olduğunuz ön bilgilendirme form bilgilerinizden de faydalanarak cevap vermeye çalışacağım. Önce toparlayalım. 37 yaşındasınız ve tek doğumunuz var ama bu süreçte zor doğum nedeniyle rahim ve idrar torbası sarkması ameliyatı oldunuz ve bu ameliyat sonrasında makattaki akıntı ve kirlenmeleriniz de azaldı. Ama tamamen geçer mi diye de bize soruyorsunuz? Öncelikle siz ne için ameliyat oldunuz? Makattaki akıntı ve kirlenmeler için olmadığı kesin. Sanırım eksik teşhis(ler)e bağlı olarak yetersiz bir tedavi(ler) gördünüz. Bilimsel çalışmaların da söylediği gibi bu ameliyatın üzerinden bir yıl geçtikten sonra, yavaş yavaş ne demek istediğimi daha iyi anlayacağınız umuyorum. Neden mi? Açıklayalım...
37 yaşında ve tek doğum sonrası cerrahi onarım gerektirecek düzeyde rahim ve mesane sarkması var ise ciddi düzeyde (fixed tip) pelvik taban düşüklüğü de var demektir ve bunu, sadece zor doğuma bağlayıp altta yatan ve yıllardır devam eden ama önemsenmeyen dışkılama güçlüğünü gözardı etmek ne derece doğrudur? Fixed tip pelvik taban düşüklüğü olan hastalarda, dışkılama güçlüğü sıkıntılarına ilave olarak ani sıkışma hissi, tuvalet zor yetişme ve bazen de kaçırma, özellikle tuvalet sonrası ilk birkaç saatte belirginleşen makatta akıntı ve kirlenme, gaz kaçırma gibi abdest tutamama sorunları da gözlenir.
Geçirmiş olduğunuz askı ameliyatı sonrasında idrar ve rahimle ilgili sorunların yanında dışkılama ve abdest tutamama sıkıntılarının da azalması, beklenen bir sonuçtur. Ancak bu süreç sıklıkla çok sürmez. Malum, imam bildiğini okur misali çoğu hasta, ameliyattan birkaç ay sonra var olan hatalı dışkılama alışkanlıklarına aynen devam etmeye başlar veya başlamak zorunda kalır. Bu durum farkında olmadan, her tuvalette gereksiz ıkınma, bazen de zorlanmalara yol açar. Dolayısıyla askıdaki pelvik tabana tekrar yüklenme başlar ve adım adım geri gider. Bu gruptaki kadınlarda, sıklıkla altta yatan ve pelvik tabanda yüklenmeye yol açan dışkılama güçlüğünün beslenmeyle geçiştirileceği düşünülür. Ama evdeki hesap çarşıya uymaz ve beslenmeye rağmen devam eden veya etmek zorunda kalan gereksiz ıkınmalara paralel olarak pelvik tabana yüklenme olur. O yüzden sıklıkla altta yatan ve Rektosel, Rektal duyum kaybı, Anismus gibi hastalıklarla belirginleşen dışkılama güçlüğüne yönelik de tanı ve tedavi planlaması yapılmalıdır.
Sonuç olarak geçirmiş olduğunuz askı ameliyatına ilave olarak altta yatan olası dışkılama güçlüğü yönünden araştırılmanız (Baryum defekografi, anal manometri, endoanal ultrason) ve sonrasında durumunuza uygun tedavi ile de desteklenmeniz gerektiğini düşünmekteyim. Ancak bu sayede daha uzun vadeli ve etkin bir tedavi planlamasına gidilebilir.
37 yaşında ve tek doğum sonrası cerrahi onarım gerektirecek düzeyde rahim ve mesane sarkması var ise ciddi düzeyde (fixed tip) pelvik taban düşüklüğü de var demektir ve bunu, sadece zor doğuma bağlayıp altta yatan ve yıllardır devam eden ama önemsenmeyen dışkılama güçlüğünü gözardı etmek ne derece doğrudur? Fixed tip pelvik taban düşüklüğü olan hastalarda, dışkılama güçlüğü sıkıntılarına ilave olarak ani sıkışma hissi, tuvalet zor yetişme ve bazen de kaçırma, özellikle tuvalet sonrası ilk birkaç saatte belirginleşen makatta akıntı ve kirlenme, gaz kaçırma gibi abdest tutamama sorunları da gözlenir.
Geçirmiş olduğunuz askı ameliyatı sonrasında idrar ve rahimle ilgili sorunların yanında dışkılama ve abdest tutamama sıkıntılarının da azalması, beklenen bir sonuçtur. Ancak bu süreç sıklıkla çok sürmez. Malum, imam bildiğini okur misali çoğu hasta, ameliyattan birkaç ay sonra var olan hatalı dışkılama alışkanlıklarına aynen devam etmeye başlar veya başlamak zorunda kalır. Bu durum farkında olmadan, her tuvalette gereksiz ıkınma, bazen de zorlanmalara yol açar. Dolayısıyla askıdaki pelvik tabana tekrar yüklenme başlar ve adım adım geri gider. Bu gruptaki kadınlarda, sıklıkla altta yatan ve pelvik tabanda yüklenmeye yol açan dışkılama güçlüğünün beslenmeyle geçiştirileceği düşünülür. Ama evdeki hesap çarşıya uymaz ve beslenmeye rağmen devam eden veya etmek zorunda kalan gereksiz ıkınmalara paralel olarak pelvik tabana yüklenme olur. O yüzden sıklıkla altta yatan ve Rektosel, Rektal duyum kaybı, Anismus gibi hastalıklarla belirginleşen dışkılama güçlüğüne yönelik de tanı ve tedavi planlaması yapılmalıdır.
Sonuç olarak geçirmiş olduğunuz askı ameliyatına ilave olarak altta yatan olası dışkılama güçlüğü yönünden araştırılmanız (Baryum defekografi, anal manometri, endoanal ultrason) ve sonrasında durumunuza uygun tedavi ile de desteklenmeniz gerektiğini düşünmekteyim. Ancak bu sayede daha uzun vadeli ve etkin bir tedavi planlamasına gidilebilir.