Hasta Hikayeleri
Dışkılama ve dışkılama bağımlı makat sorunları nedeniyle tanı ve tedavi süreci yaşayan hastalara ait paylaşım ve yorumlar listelenmiştir.
Dışkılama ve makatla ilgili kişisel sorunlar için lütfen, ÖNBİLGİ TALEP Formu doldurun, yanıtlayalım....
tisimimila - 32 / K - Turkiye / Balikesir Bağlantı 07.06.17
İki yıl önce büyük umutlarla Levent beye ameliyat oldum fakat sorunumdan kurtulamadım şuandada şiddetli fissür acıları içindeyim. Ameliyattan önce yorumları okurken ameliyat olup bu sayfada bende minnet duygularımı yazacağım inşallah demiştim ama nasip olmadı. 😩😩😩
Kemal Ankara - 24 / E - Turkiye / Ankara Bağlantı 15.11.13
Herkese merhaba. 2004 yılından beri kronik anal fissür ve dışkılama güçlüğü rahatsızlıklarım var. Halen devam da ediyor. Bu yazıyı birilerini yermek ya da övmek için değil deneyimlerimi paylaşmak için yazıyorum. Biraz uzun olacak ama benzer rahatsızlıkları olanlar yaşadıklarımdan kendince bir ders çıkarabilirler.
Bir takıntı ile başladı her şey. Aslında hep takıntılıydım da daha sonradan fark ettim bunu. Yabancı yerlerde asla tuvalete girmez, tuvaletimi tutardım. Başka yerlerde ihtiyacım gelmesin diye her öğlen tuvalette zorla, ıkınarak ihtiyacımı gidermeye çalışırdım. Tuvalette iken tuvalet kâğıdını da zımpara kâğıdı gibi kullanırdım. Bu yaptıklarımın çok yanlış olduğunu bilmiyordum, çünkü ne okulda ne de ailede bu konu konuşulmaz, lafı bile edilmezdi. Tuvalette nasıl ihtiyaç giderilir? Bunu hepimiz nasıl öğrendik bilmiyorum, ama doğrusunu pek azımızın bildiğinden eminim. Zaten o anda acı duymuyorsak yanlış yaptığımızı da pek fark etmiyoruz. Hayat, genelde, bu yanlışları alt alta toplayıp sonucu yüzümüze vurma eğiliminde.
Sorun şu ki, ıkınmadan tuvalette ihtiyacımı gideremiyorum. Çıkmıyor. Ikınarak çıkartmaya başladığımda ise, her defasında, bitimine yakın, ani bir kasılma geliyor ve biraz dışkı içeride kalıyor. Tabi bu kasılmalar yüzünden fissür yarası acıyor. İçeride kalanları da çıkartmak için biraz daha fazla ıkınmaya ihtiyaç duyuyorum ve bu hatalı ıkınmalar yüzünden anal fissürlerim iyice azıyor.
Peki ıkınmasam? Çıkmasın içeride kalsın, dediğimde ise gün boyu gaz kaçırma şeklinde taşmalar oluyor. Sorun, gazın geldiğinde tutamamam değil, tutuyorum ama gün boyu sürekli kötü koku şeklinde taşmalar oluyor. Ve bu sürekli oluyor. Yürürken, koşarken, ağırlık kaldırırken zorlandığımda makatta ıslaklık ve taşmalar daha fazla oluyor- eğilirken, otururken hatta uyurken bile.
Normal insanlar günün 5 dakikasında ihtiyacını giderirler ve geri kalan 23 saat 55 dakika bunu düşünmezler bile. Ama Ben, 24 saat sürekli, makatta dolgunluk, ıslaklık, bir şeyler var hissiyle yaşıyorum. Hele hele o sıralar anal fissür şiddetlendiyse acıdan uyku dahi uyuyamıyorum.
Anlatabildim mi? Sanmıyorum. Sorun değil. 2010 yılında ilk doktora gittiğimde de anlatamamıştım. Anlatamadığım için abartmıyorum- bir düzineden daha fazla doktora gittim. Hepsi farklı farklı şeyler söyledi, farklı teşhisler koydu.
Böyle böyle sorunlarım var? -Hepsi fissürdendir. Ama her fissürü olanda bunlar yok? -Sen abartıyorsun. -Pimpiriklisin. Tamamen psikolojik
2013 Mart ayında hem fissürden hem de gaz kaçırma sorunlarından illallah ettiğim dönemde Levent Bey ile tanıştım. Şimdiye kadar gittiğim hiçbir doktor bana tuvalette nasıl ihtiyacımı giderdiğimi sormamıştı. Ikınıyor muydum? Tuvalet kâğıdını nasıl kullanıyordum? Beslenme alışkanlığım nasıldı? Buna benzer soruları, muayene öncesinde, ön tanı formunu doldururken cevapladığımda farklı bir doktorla tanışacağımı anlamıştım.
Muayeneden oldum olası korkarım. Hele hele bölgenin sinir yönünden hassas olması nedeniyle teşhis için yapılacak her türlü girişimlerden ultrasonografi, kolonoskopi vb.- ödüm kopar.
Levent beyin muayenesinde, o gün muayene ile birlikte defekografi ve 3D Endoanal Ultrasonografi tetkiklerini yaptırdım. Şimdi, hatırladığım kadarıyla, abartıldığı kadar canım acımadı. Belki o esnada acımıştır, ama bugün geçmişe baktığımda sadece bir hatıra olarak var. Belki, yapılması gereken ama canımızı çok yakan şeyleri yapmamız gerektiğinde bu işe yarayabilir: ileride acısı değil sadece hatırası kalacak.
Muayene ve tetkiklerin sonucunda, Levent bey, fissürlerimin sorun değil bir sonuç olduğunu söyledi. Asıl sorun, ıkınma alışkanlığım, ıkınmak zorunda kalmamdı. Yıllar içinde bu hatalı davranış dışkılama güçlüğü sorununu doğurmuştu. Her ıkındığımda anal fissürü tetikleyecektim.
Gaz kaçırma olarak adlandırdığım şey ise, dışkıyı tam boşaltamadığımdan, içerideki dışkının ve gazın taşma yapmasıydı. Yani, makat kaslarında işlevsel bir bozukluk yoktu. Ikınmama neden olan sorunu çözersem, beslenmeme de dikkat etmem koşuluyla anal fissürün nüksetmesi için bir neden kalmayacaktı. Tabiri caizse, ıkınmadan, kendiliğinden fosur fosur tuvaletimi yapıp tam boşalma sağladığımda gaz taşmaları da olmayacaktı. Çözüm, Levent beyin yapacağı bir girişimdi.
Tüm bunlar olmaktayken, işsiz ve parasız olduğumu da belirtmeden geçemeyeceğim. Mart ayı geçti ve ben gereken ameliyatı olamadım.
Temmuz ayında KPSS atamasıyla Ankaraya atandım. Yeni şehir ile birlikte beslenme düzenim de altüst oldu. Sürekli kızartma, hamburger, kola, cips ile beslenmeye başladım. Daha önce evimizdealaturka çömelmeli- tuvalet varken, yeni yerimde alafranga oturmalı- tuvalet vardı. Bu tuvalet, daha modern, şık görünmesine rağmen ihtiyacı giderirken çömelmeli tuvalete nazaran çok daha fazla ıkınmak zorunda kalıyor insan.
Hatalı beslenme, daha fazla ıkınma, hareketsiz yaşam Daha önce demiştim ya, hayat yanlışları doğrudan göstermiyor, bunları tek tek deftere yazıyor. 1 ay sonunda, Ağustos ayında kabız oldum ve fissürler çok şiddetli şekilde nüksetti. Çektiğim acıları tarif edemem, çeken bunu zaten bilir ama hiç bilmeyen birisi bunu hayalinde kıyas dahi edemez sanıyorum.
Daflon hapı, kremler, sıcak su banyoları, beslenme değişikliği hiçbiri fayda etmedi. Bazen, iş işten geçtikten sonra yapılanların bir önemi kalmayabiliyor. Ve bunun bedelini hayat, çok acı bir şekilde çıkartıyor. Ağustos, Eylül aylarında kan kusup kızılcık şerbeti içtim. Ancak daha fazla dayanamayınca Eylül sonunda Gazi üniversitesi hastanesine gittim.
Aslında her şeyin daha da kötüye gideceğini bilmeliydim. Beni muayene eden doktor, azmış fissürleri görünce hemen ameliyat dedi. Doktora ıkınmak zorunda kalmamı, tam boşalamamı, gaz kaçırma taşmalarını söyledim. Ama doktor, açıkçası hastasının anlattığını küçümseyen bir tavırla, kestirip attı.
Sadece gördüğüne odaklandı. Yani sadece sonuca, nedene değil.
Bu tip hastalıklar için konuşursam, deneyimlerime dayanarak, 2 tür doktor olduğunu söyleyebilirim. Birincisi ameliyat psikopatı doktorlar. Beni ameliyat eden doktor bu grupta yer alıyor. Tanımak zor değil, muayene sonrasında hastasına sorunlarının ne olduğunu, neden kaynaklandığını anlatmıyor, bunları ticari sırmış gibi anlatmaktan özellikle kaçınıyor, onun yerine, ameliyat ederim bişiyciğin kalmaz diyorsa rengini belli ediyor demektir.
İkinci grup ise sadece sonuca bakmayıp bütünü görmeye çalışan doktorlar. Hastalığı bütün olarak değerlendirirler. Detaycıdırlar. Hastaya bilmesi gerekenleri, yapması gerekenleri detaylıca anlatırlar. Aynı sorulara bıkmadan tekrar tekrar cevap verirler. Bu grubun çok azınlıkta olduğunu ancak, Levent beyinde bu grupta olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Ameliyatımı belden aşağısı uyuşturularak oldum. Fissürlere dokunulmadan sadece LİS yapıldı. Ameliyat sonrasında 1 gün hastanede kaldım. Üniversite hastanesinde ameliyatımı yapan doktoru sadece 1 kez görebildim. O da heyet ile beraber yatağımın ucuna gelip, yüzüme bile bakmadan, dosyamı inceleyip, yanındakilere yapılan işlemi söyleyip, çekip gitti.
Ameliyattan sonra ne yapacağım? Nasıl beslenmem gerekir? Ameliyatın geçmesi ne kadar sürer? Günlük hareketlerim nasıl olmalı? İşe ne zaman geri dönebilirim? Bütün bu sorular cevapsız kaldı elbette.
Taburcu olurken zar zor bulabildiğim bir asistan doktor, 1 hafta beslenmeme dikkat etmemi daha sonra isteğimi yiyebileceğimi, normal yaşantıma devam edebileceğimi söyledi.
Şimdi yalanım yok, LİS sonrasında 10 günlük rapor aldım. Bu sürede beslenmeme çok dikkat ettim. Sürekli çorba, salata, muhallebi ile beslendim. Dışkı cıvık olduğundan, LİS ile orası gevşetildiğinden acı yönünden rahattım. Ama 10 gün sonrasında genel beslenme düzenine geçtiğimde aslında hiçbir şeyin geçmediğini anladım. Evet, LİS ile beraber orası genişlemişti, acıyı kesmişti ama gene ıkınma ihtiyacı duyuyordum. Dışkı, makat ağzına geliyor yine çıkmıyordu. En kötüsü, taharetlenme esnasında yine ani kasılma geliyor dışkı içeride kalıyordu. Bu sefer orası genişletildiğinden, gaz kaçırma taşmaları çok daha fazla oluyordu. Makatta yine ıslaklık, dolgunluk, bir şeyler var hissi aynen devam ediyordu.
Beterin beteri var, 10 gün geçtikten sonra kabız oldum. 2 aydır çektiğim şiddetli ağrılar yine geri döndü. Hem ameliyat işe yaramamıştı, hem de ağrılarım şiddetlenerek devam ediyordu. Bütün bunların üstüne, sosyal hayatımı mahveden gaz kaçırma taşmaları daha da fazla olmaya başladı.
Niye böyle oldu? Çünkü doktor sadece fissüre odaklanmıştı. Asıl sorunum daha derinlerdeydi.
Niye böyle oldu? Çünkü canımın acısından sadece fissüre odaklanmıştım. Asıl sorunum daha derinlerdeydi.
Uzun lafın kısası, acınızın nedeni olarak gördüğünüz şey aslında hatalı tuvalet alışkanlıklarının ya da altta yatan başka hastalıkların sonucu olabilir. Tuvalette nasıl oturduğunuzdan tutun, ne yediğinize kadar her şey önemlidir. Sadece fissüre, basura odaklanırsanız, nedenleri göremezsiniz.
Bu sitede güzel bilgiler var. Bunları okuyun. Okumakla da kalmayın uygulayın. Tuvaletteki alışkanlıklarınız nasıl? Bunları bir sorgulayın. Beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirin. Fissürünüz azdığında, siz de benim ve çoğu kişinin yaptığı yanlışı yaparak hemen yemeği kesiyor, canınız acıyacak diye tuvaleti erteliyor musunuz? Yaşam tarzını gözden geçirin. Spor yapıyor musunuz? Hayır mı? Şaşırmadım
Bugün 15 Kasım 2013 Cuma. Çok canım yanıyor: Fissürlerim, dışkı çıkış güçlüğü sorunum, gaz kaçırma şeklinde taşmalarım var. Ameliyat oldum, boşa gitti. İşleri daha da berbat ettim.
Yakın zamanda Bursaya Levent beye gideceğim. Umarım her şey daha güzel olur. Sağlıcakla kalın.
Bir takıntı ile başladı her şey. Aslında hep takıntılıydım da daha sonradan fark ettim bunu. Yabancı yerlerde asla tuvalete girmez, tuvaletimi tutardım. Başka yerlerde ihtiyacım gelmesin diye her öğlen tuvalette zorla, ıkınarak ihtiyacımı gidermeye çalışırdım. Tuvalette iken tuvalet kâğıdını da zımpara kâğıdı gibi kullanırdım. Bu yaptıklarımın çok yanlış olduğunu bilmiyordum, çünkü ne okulda ne de ailede bu konu konuşulmaz, lafı bile edilmezdi. Tuvalette nasıl ihtiyaç giderilir? Bunu hepimiz nasıl öğrendik bilmiyorum, ama doğrusunu pek azımızın bildiğinden eminim. Zaten o anda acı duymuyorsak yanlış yaptığımızı da pek fark etmiyoruz. Hayat, genelde, bu yanlışları alt alta toplayıp sonucu yüzümüze vurma eğiliminde.
Sorun şu ki, ıkınmadan tuvalette ihtiyacımı gideremiyorum. Çıkmıyor. Ikınarak çıkartmaya başladığımda ise, her defasında, bitimine yakın, ani bir kasılma geliyor ve biraz dışkı içeride kalıyor. Tabi bu kasılmalar yüzünden fissür yarası acıyor. İçeride kalanları da çıkartmak için biraz daha fazla ıkınmaya ihtiyaç duyuyorum ve bu hatalı ıkınmalar yüzünden anal fissürlerim iyice azıyor.
Peki ıkınmasam? Çıkmasın içeride kalsın, dediğimde ise gün boyu gaz kaçırma şeklinde taşmalar oluyor. Sorun, gazın geldiğinde tutamamam değil, tutuyorum ama gün boyu sürekli kötü koku şeklinde taşmalar oluyor. Ve bu sürekli oluyor. Yürürken, koşarken, ağırlık kaldırırken zorlandığımda makatta ıslaklık ve taşmalar daha fazla oluyor- eğilirken, otururken hatta uyurken bile.
Normal insanlar günün 5 dakikasında ihtiyacını giderirler ve geri kalan 23 saat 55 dakika bunu düşünmezler bile. Ama Ben, 24 saat sürekli, makatta dolgunluk, ıslaklık, bir şeyler var hissiyle yaşıyorum. Hele hele o sıralar anal fissür şiddetlendiyse acıdan uyku dahi uyuyamıyorum.
Anlatabildim mi? Sanmıyorum. Sorun değil. 2010 yılında ilk doktora gittiğimde de anlatamamıştım. Anlatamadığım için abartmıyorum- bir düzineden daha fazla doktora gittim. Hepsi farklı farklı şeyler söyledi, farklı teşhisler koydu.
Böyle böyle sorunlarım var? -Hepsi fissürdendir. Ama her fissürü olanda bunlar yok? -Sen abartıyorsun. -Pimpiriklisin. Tamamen psikolojik
2013 Mart ayında hem fissürden hem de gaz kaçırma sorunlarından illallah ettiğim dönemde Levent Bey ile tanıştım. Şimdiye kadar gittiğim hiçbir doktor bana tuvalette nasıl ihtiyacımı giderdiğimi sormamıştı. Ikınıyor muydum? Tuvalet kâğıdını nasıl kullanıyordum? Beslenme alışkanlığım nasıldı? Buna benzer soruları, muayene öncesinde, ön tanı formunu doldururken cevapladığımda farklı bir doktorla tanışacağımı anlamıştım.
Muayeneden oldum olası korkarım. Hele hele bölgenin sinir yönünden hassas olması nedeniyle teşhis için yapılacak her türlü girişimlerden ultrasonografi, kolonoskopi vb.- ödüm kopar.
Levent beyin muayenesinde, o gün muayene ile birlikte defekografi ve 3D Endoanal Ultrasonografi tetkiklerini yaptırdım. Şimdi, hatırladığım kadarıyla, abartıldığı kadar canım acımadı. Belki o esnada acımıştır, ama bugün geçmişe baktığımda sadece bir hatıra olarak var. Belki, yapılması gereken ama canımızı çok yakan şeyleri yapmamız gerektiğinde bu işe yarayabilir: ileride acısı değil sadece hatırası kalacak.
Muayene ve tetkiklerin sonucunda, Levent bey, fissürlerimin sorun değil bir sonuç olduğunu söyledi. Asıl sorun, ıkınma alışkanlığım, ıkınmak zorunda kalmamdı. Yıllar içinde bu hatalı davranış dışkılama güçlüğü sorununu doğurmuştu. Her ıkındığımda anal fissürü tetikleyecektim.
Gaz kaçırma olarak adlandırdığım şey ise, dışkıyı tam boşaltamadığımdan, içerideki dışkının ve gazın taşma yapmasıydı. Yani, makat kaslarında işlevsel bir bozukluk yoktu. Ikınmama neden olan sorunu çözersem, beslenmeme de dikkat etmem koşuluyla anal fissürün nüksetmesi için bir neden kalmayacaktı. Tabiri caizse, ıkınmadan, kendiliğinden fosur fosur tuvaletimi yapıp tam boşalma sağladığımda gaz taşmaları da olmayacaktı. Çözüm, Levent beyin yapacağı bir girişimdi.
Tüm bunlar olmaktayken, işsiz ve parasız olduğumu da belirtmeden geçemeyeceğim. Mart ayı geçti ve ben gereken ameliyatı olamadım.
Temmuz ayında KPSS atamasıyla Ankaraya atandım. Yeni şehir ile birlikte beslenme düzenim de altüst oldu. Sürekli kızartma, hamburger, kola, cips ile beslenmeye başladım. Daha önce evimizdealaturka çömelmeli- tuvalet varken, yeni yerimde alafranga oturmalı- tuvalet vardı. Bu tuvalet, daha modern, şık görünmesine rağmen ihtiyacı giderirken çömelmeli tuvalete nazaran çok daha fazla ıkınmak zorunda kalıyor insan.
Hatalı beslenme, daha fazla ıkınma, hareketsiz yaşam Daha önce demiştim ya, hayat yanlışları doğrudan göstermiyor, bunları tek tek deftere yazıyor. 1 ay sonunda, Ağustos ayında kabız oldum ve fissürler çok şiddetli şekilde nüksetti. Çektiğim acıları tarif edemem, çeken bunu zaten bilir ama hiç bilmeyen birisi bunu hayalinde kıyas dahi edemez sanıyorum.
Daflon hapı, kremler, sıcak su banyoları, beslenme değişikliği hiçbiri fayda etmedi. Bazen, iş işten geçtikten sonra yapılanların bir önemi kalmayabiliyor. Ve bunun bedelini hayat, çok acı bir şekilde çıkartıyor. Ağustos, Eylül aylarında kan kusup kızılcık şerbeti içtim. Ancak daha fazla dayanamayınca Eylül sonunda Gazi üniversitesi hastanesine gittim.
Aslında her şeyin daha da kötüye gideceğini bilmeliydim. Beni muayene eden doktor, azmış fissürleri görünce hemen ameliyat dedi. Doktora ıkınmak zorunda kalmamı, tam boşalamamı, gaz kaçırma taşmalarını söyledim. Ama doktor, açıkçası hastasının anlattığını küçümseyen bir tavırla, kestirip attı.
Sadece gördüğüne odaklandı. Yani sadece sonuca, nedene değil.
Bu tip hastalıklar için konuşursam, deneyimlerime dayanarak, 2 tür doktor olduğunu söyleyebilirim. Birincisi ameliyat psikopatı doktorlar. Beni ameliyat eden doktor bu grupta yer alıyor. Tanımak zor değil, muayene sonrasında hastasına sorunlarının ne olduğunu, neden kaynaklandığını anlatmıyor, bunları ticari sırmış gibi anlatmaktan özellikle kaçınıyor, onun yerine, ameliyat ederim bişiyciğin kalmaz diyorsa rengini belli ediyor demektir.
İkinci grup ise sadece sonuca bakmayıp bütünü görmeye çalışan doktorlar. Hastalığı bütün olarak değerlendirirler. Detaycıdırlar. Hastaya bilmesi gerekenleri, yapması gerekenleri detaylıca anlatırlar. Aynı sorulara bıkmadan tekrar tekrar cevap verirler. Bu grubun çok azınlıkta olduğunu ancak, Levent beyinde bu grupta olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Ameliyatımı belden aşağısı uyuşturularak oldum. Fissürlere dokunulmadan sadece LİS yapıldı. Ameliyat sonrasında 1 gün hastanede kaldım. Üniversite hastanesinde ameliyatımı yapan doktoru sadece 1 kez görebildim. O da heyet ile beraber yatağımın ucuna gelip, yüzüme bile bakmadan, dosyamı inceleyip, yanındakilere yapılan işlemi söyleyip, çekip gitti.
Ameliyattan sonra ne yapacağım? Nasıl beslenmem gerekir? Ameliyatın geçmesi ne kadar sürer? Günlük hareketlerim nasıl olmalı? İşe ne zaman geri dönebilirim? Bütün bu sorular cevapsız kaldı elbette.
Taburcu olurken zar zor bulabildiğim bir asistan doktor, 1 hafta beslenmeme dikkat etmemi daha sonra isteğimi yiyebileceğimi, normal yaşantıma devam edebileceğimi söyledi.
Şimdi yalanım yok, LİS sonrasında 10 günlük rapor aldım. Bu sürede beslenmeme çok dikkat ettim. Sürekli çorba, salata, muhallebi ile beslendim. Dışkı cıvık olduğundan, LİS ile orası gevşetildiğinden acı yönünden rahattım. Ama 10 gün sonrasında genel beslenme düzenine geçtiğimde aslında hiçbir şeyin geçmediğini anladım. Evet, LİS ile beraber orası genişlemişti, acıyı kesmişti ama gene ıkınma ihtiyacı duyuyordum. Dışkı, makat ağzına geliyor yine çıkmıyordu. En kötüsü, taharetlenme esnasında yine ani kasılma geliyor dışkı içeride kalıyordu. Bu sefer orası genişletildiğinden, gaz kaçırma taşmaları çok daha fazla oluyordu. Makatta yine ıslaklık, dolgunluk, bir şeyler var hissi aynen devam ediyordu.
Beterin beteri var, 10 gün geçtikten sonra kabız oldum. 2 aydır çektiğim şiddetli ağrılar yine geri döndü. Hem ameliyat işe yaramamıştı, hem de ağrılarım şiddetlenerek devam ediyordu. Bütün bunların üstüne, sosyal hayatımı mahveden gaz kaçırma taşmaları daha da fazla olmaya başladı.
Niye böyle oldu? Çünkü doktor sadece fissüre odaklanmıştı. Asıl sorunum daha derinlerdeydi.
Niye böyle oldu? Çünkü canımın acısından sadece fissüre odaklanmıştım. Asıl sorunum daha derinlerdeydi.
Uzun lafın kısası, acınızın nedeni olarak gördüğünüz şey aslında hatalı tuvalet alışkanlıklarının ya da altta yatan başka hastalıkların sonucu olabilir. Tuvalette nasıl oturduğunuzdan tutun, ne yediğinize kadar her şey önemlidir. Sadece fissüre, basura odaklanırsanız, nedenleri göremezsiniz.
Bu sitede güzel bilgiler var. Bunları okuyun. Okumakla da kalmayın uygulayın. Tuvaletteki alışkanlıklarınız nasıl? Bunları bir sorgulayın. Beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirin. Fissürünüz azdığında, siz de benim ve çoğu kişinin yaptığı yanlışı yaparak hemen yemeği kesiyor, canınız acıyacak diye tuvaleti erteliyor musunuz? Yaşam tarzını gözden geçirin. Spor yapıyor musunuz? Hayır mı? Şaşırmadım
Bugün 15 Kasım 2013 Cuma. Çok canım yanıyor: Fissürlerim, dışkı çıkış güçlüğü sorunum, gaz kaçırma şeklinde taşmalarım var. Ameliyat oldum, boşa gitti. İşleri daha da berbat ettim.
Yakın zamanda Bursaya Levent beye gideceğim. Umarım her şey daha güzel olur. Sağlıcakla kalın.
fatma - 39 / K - Turkiye / Bursa Bağlantı 11.11.10
Merhaba, benim hikayem 7 ay önce başladı. Tuvalet sonrasında saatlerce hatta gün boyu devam eden zonklama şeklinde dayanılmaz ağrılarım oluyordu. Rahatsızlığımla ilgili 3 farklı doktora muayene oldum. Hepsi bende anal fissür olduğunu ameliyatla düzeleceğini söylediler. Ne yapacağıma karar vermeye çalışırken tesadüfen (ben buna Allahın bir lütfu diyorum) sizin şu anda olduğunuz siteyi buldum. Hasta hikayelerini okuduktan sonra mutlaka bir kezde Levent beyle görüşmem gerektiğine karar verdim ve hemen randevu aldım. Dr.Bey benim şikayetlerimi dinledikten ve çok basit bir muayeden sonra bende bu kadar çok ağrıya bu küçük fissürün sebep olamayacağını spazma neden olan çok daha farklı şeylerin olduğunu söyledi. Sonrasındada yaptığı tetkik ve incelemeler sonucunda kalın bağırsağımın 10 cm. kadar yukarısında neredeyse bir ceviz büyüklüğünde kitle tespit etti. Hemen akabinde beni dünya tıp literatürüne geçiren ameliyatımı başarıyla gerçekleştirdi. Anal bölge ameliyatlarıyla ilgili hep çok kötü şeyler duymuştum. Bu yüzden çok korkuyordum. Ancak hiçbir sıkıntım olmadı. En büyük ağrım ameliyat sonrası ilk kez tuvalete çıktıktan sonra oldu. İnanın o bile benim ameliyat öncesi yaşadığım ağrılarla mukayese edilemeyecek kadar azdı. Şimdi ameliyatımın üzerinden 2 ay geçti. Kendimi çok çok iyi hissediyorum. Hiçbir ağrım yok. Korkmadan yemek yemenin ve tuvalete gitmenin keyfini yaşıyorum. Hergün Levent Beye dua ediyorum. Eğer bu şekilde sıkıntılarınız varsa lütfen başka yerlerde çare aramayın. Dr.Levent Bey mesleğini paradan önde tutan, işinin ustası, herşeyden önce mükemmel bir insan. Teşekkür ederim doktor bey emekleriniz için, insanlığınız için, doktorlara olan inancımı tazelediğiniz için, bana sağlığımı geri verdiğiniz için, herşey için.....
eexodus - 33 / E - Turkiye / Bursa Bağlantı 16.08.10
ben yaklaşık beş hafta boyunca çektim bu anal fissür denilen rahatsızlığı..inanılmaz zor bir süreçte yemek yiyemeden ve iyileşemeden geçen bir beş haftaydı yaşadığım. normal insan olmayı özlediğim bir beş hafta. işin en kötü tarafı levent beyden önce gittiğim iki doktorunda bu sıkıntımla alakalı olarak bana zerre kadar yararı olmamasıydı; hımm dedim o zaman ateş harbiden düştüğü yeri yakar ve kendimi yalnız hissettim..işte o sırada şans eseri varlığından haberdar olduğum doktoruma ulaştım ve işte o zaman bu lanet rahatsızlıktan kurtulabileceğimi anladım. inanılmaz bir dialog ve ilgi sonrası kaçındığım ameliyat olma fikrini aşabildim; ve ameliyatıo oldum..levent bey inanılmaz bir insan ne dediyse harfi harfine çıkıyo..ameliyat sonrası o kadar hızlı bir iyileşme süreci yaşadım ki inanamazsınız. on gün sonra iş başı yaptım ve şimdi inanılmaz mutluyum..bunu okuyan bu sıkıntıyı çeken herkese tavsiyem levent beyle görüşün hayat kalitenizi tekrar kazanın...çok teşekkürler levent bey tekrar ve tekrar...