Bilmek İstedikleriniz

     Sanırım çoğu hastanın yaptığı gibi siz de cin fikirlik yaptınız. Hem cam kenarı, hem önden hem de 2 numara olsun tarzı... Nasıl mı? Hemoroid adı altında gün yüzüne çıkan sorunlarınızı, pek farkında olmadığınız hatalı dışkılama alışkanlıklarınızı gözardı edip cerrahiye de girmeden lazerle, üstelik ağrı da olmadan konforlu bir şekilde çözümlemeye çalıştınız. Hayaller Paris... Ama yok böyle bir dünya.... Çünkü boğma ve lazer gibi cerrahi dışı(ameliyatsız) tedavi yaklaşımları; yaşanan sıkıntıları tamamen ortadan kaldırmaktan ziyade şiddet ve sıklığını azaltıp idare edilebilir seviyede tutmayı amaçlar.
     Makat problemleri olan, Hemoroid ve veya Anal Fissür (çatlak) gibi hastalık teşhisi alan kişilerin; bu hastalıkları, öncelikle yaşadığı sorunların nedeni olarak değil de bir sonucu olarak görmesi gerekir. Çünkü altta yatan asıl neden; çoğunlukla pek farkında olmadığı veya beslenmeyle düzeltebildiğini sandığı dışkılama güçlüğüdür...

     Öncelikle "lazerle" diye tanımladığınız işlem bir ameliyat mıydı? Bu işlem günübirlik cerrahi dışı tedavi alternatiflerinden olan IRC(İnfrared fotokoagülasyon) tedavisi olmasın....
     Makat dış bölgesi gerek müdahalelerinin ağrılı olması gerekse bu bölgedeki dış hemoroid yastıkçıklarının iç hemoroid yastıkçıkları desteklenmesi sebebiyle bazı tedavi alternatiflerinde dış kısımlara pek dokunulmaz. Dolayısıyla, İç ağırlıklı olarak uygulanan bu tarz tedavi alternatifleri sonrasında makat dış kısmında deri katlantıları kalır.
     Bu sayede hastadaki kanama başta olmak üzere birtakım sıkıntılarda büyük oranda gerileme elde edilmiş olur. Ancak bu tarz tedavi alternatiflerinin uygun beslenme ve dışkılama alışkanlıklarıyla desteklenmesi gerekir.
     Diğer taraftan, makat dışına da taşmış bir hemoroidlerinizin olduğunu varsayarsak; evre 3 aşamasında olduğunuzu düşünmek yanlış olmaaz sanırım. Dolalyısıyla, bırakın elinize gelen o memelerin(deri katlantılarının) kaybolmasını, beslenme ve dışkılama alışkanlıklarınıza dikkat edememe durumunuza göre sıkıntıların benzer şekilde gün yüzüne tekrar çıkmasıyla karşılaşabilirsiniz....
     Biraz karamsar bir tablo çizmiş gibi oldum, ama kusura bakmayın. Sizin durumunzda olan hatalarımızda sıklıkla temel sorun hemoroidden ziyade dışkılama güçlüğüne dayanmaktadır. Dolayısıyla Neden-Sonuç ilişkisi dahilinde temel soruna yönenilmediğnde ve sizin de bunun uygun beslenme ve dışkılama alışkanlıklarıyla destekleyemediğiniz süreçte benzer sorunlarla karşılaşmanız kaçınılmaz olmaktadır.

          Öncelikle LASER'in ne olduğunu öğrenmeye ne dersiniz. Eğer herhangi bir eğitiminiz varsa fizik dersinde ışıklar ve ışınlar konusuna bir bakın ve laserin bir ışık , bir ışın olduğunu ve özelliklerine bakın...
          Laser ışını tıpta göz ve beyin cerrahisi branşlarının bazı ameliyatlarda başarılı olarak kullanılmaktadır. Daha çok da cilt hastalıklarının yüzeyel tedavilerinde kullanılmaktadır.
          Hemoroid tedavisinde de laser kullanılmıştır. Ancak sonuçları değerlendirildiğinde hiç de sanıldığı kadar her derde deva bir sistem olmadığı gözlenmiş ve diğer tedavi şekillerine karşın bir üstünlüğü olmadığı için terkedilmiştir. Basur tedavisinde laseri ağrısız diye düşünüyor ve istiyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü basur tedavisinin mantığı yara üzerine kurulmuştur. Laser de aynı şekilde yara yapar. YARA=AĞRI dır. Yara alanınız ne kadar küçükse ağrınız da o kadar az olur. Ancak bu arada uzun vade etkinliğini de unutmalısınız....

          Öncelikle belirtmek isterim ki “lazerli ameliyat” diye bir tedavi şekli yoktur. Şöyle açıklayayım; lazerli tedavi diye bilinen, aslı infrared(ışınla) tedavi dediğimiz, ameliyatsız(bıçaksız) tedaviler grubunda bir tedavidir.
          Sitemiz içeriğinde de açıklamaya çalıştığımız gibi ameliyatsız(bıçaksız) tedavilerin amacı medikal tedavilere göre hasta rahatlatılmasını biraz uzun vadeye taşıyabilmektir. Bu vadeyi belirleyen de sizin hastalığınızın ilerleme derecesidir. O yüzden de daha çok erken evre hastalarda kullanılmaktadır.
          Özellikle de sizin gibi “tuvaletten sonra memeler dışarı çıkıyor.” diyen hastalarımızı için ışınla tedavi zaten pek uygun değildir. Belki boğma yöntemi ile biraz daha iyi sonuç alınabilir. Ama bu yöntem ile de uzun vadeli ve kalıcı bir çözüm beklenmemelidir.
          BASUR GİBİ MAKATIN IYI HUYLU HASTALIKLARINDA %30-40 ORANINDA TEDAVİ YÖNTEMİNİN ŞEKLİ VE NASIL YAPILDIĞINI BİLMEK ÖNEMLİDİR. ANCAK %60-70 ORANINDA TEDAVİ SONRASI DÖNEM DAHA ÖNEMLİDİR. TEDAVİ YÖNTEMLERİ VE BU TEDAVİLERİN SONRASININ NASIL GEÇECEĞİ, BİR HASAR(KALICI-GEÇİCİ) KALIP KALMAYACAĞINI KONUSUNDA YETERLİ BİLGİ ALAMAZSANIZ; MEMNUNİYETSİZ VEYA NÜKS ETMİŞ HASTA OLARAK DÖNERSİNİZ.
          Bu yüzden sizin öncelikle durumunuzun belirlenmesi için tekrar muayene olmanız, sonrasında da tedavi yöntemleri hakkında ayrıntılı bilgilendirme talebinde bulunarak beklentilerinize uygun tedavi alternatifini seçmeniz uygun olacaktır.