Bilmek İstedikleriniz

  Lazerle de olmuş olsa yapılan işlemleri dikkate aldığımızda ileri düzeyde mukozal prolaps ağırlıklı bir hemoroid hastalığına sahip olduğunuzu anlıyorum. Dolayısıyla iyileşme döneminin sıkıntılı geçmesi gayet doğal. Bu süreçle ilgili detaylı bilgiler için doktorunuzla görüşmeniz çok daha uygun olacaktır.

 Anladığım kadaryıla altta yatan ve dışkılama güçlüğüne yol açan hastalıklar (Anismus, rektosel, rektal hiposensitivite, pelvik taban düşüklüğü gibi) nedeniyle rahat bir dışkılama yapamıyordunuz. Bu duruma bağlı oalrak zamanla hemoroid hastalığı gelişti ve bir gün, artan ıkınmalar neticesinde tromboze dış hemoroid atağı ayaşadınız. Bu durumun yol açtığı sıkıntılardan kurtulmak için de ameliyat oldunuz. Ama gerek amelşiyatın saat 5-6 hizasında (arka) olması gerekse de altta yatan ve devam eden dışkılama güçlüğü nedeniyle ameliyat yeri iyileşemedi ve çatlağa dönüştü. Sonrasında gerek makatı gevşetmeye çalıarak gerekse de ıkınmayı azaltmaya veya oyk etmeye çalışarak rahatlamaya (makat sorunlarında) çalıştınız. Ama bu sefer de altta yatan dışkılama sorunları belirginleşti.... Aşağı tükür sakal yukarı tükür bıyık misali...
  2007 yılından beri ilaçlı dışkılama filmi (Baryum defekografi) çekim işlemi yapıyorum. Bu süreçte ister istemez anal fissürü olan hastalarımız da olmakta ve hiçbir sorun yaşanmamaktadır. Ki zaten defekografi işlemi sürecinde (gerek doldurma gerekse de boşaltma) aktiflenecek bir fissür var ise o fissür, zaten iyileşmemiştir. Hatta altta yatan ve bir şekilde devam eden dışkılama bozukluğu nedeniyle iyileşmeye de niyeti yoktur. Ara ara dışkı çapındaki incelemeye paralel olarak ara dönem rahatlamaları sağlayabilir. Hepsi o kadar... Ayrıca dışkılama filmi sırasında hastanın illa ıkınması gerekiyor diye bir şart yoktur. Yapabiliyorsa hiç ıkınmadan da boşaltma işlemini gerçekleştirebilir. Bahsi geçen kremin kullanışına gelince... Parmak ucunu, yarım parmak boğumu kadar makat ağzına sokacak şekilde ve küçük bir nohut büyüklüğünde olacak şekilde uygulanması önerilir. Günde 2-3 defa...
  Sonuç olarak bu çerçevede daha fazla oyalanmadan hedef odaklı bir tedavi yaklaşımı isteniyorsa hem dışkılama hem de makat sorunlarını içine alacak şekilde daha bütünsel yaklaşımlara ihtiyaç olacaktır. Ki bunun en temel yolu da ilaçlı dışkılama filmi ile başlayan bir süreçtir. Ki ilaçlı dışkılama filminin daha fizyolojik ve gerçekçi olması için oturarak yapılan Baryum Defekografi şeklinde yapılmasını öneririm.

  Klasik bilgi olarak hemoroid ve çatlak ameliyatları sonrası, devam eden dışkılama bozuklukları ve rahat tuvalet yapamama nedeniyle sıkıntılar yaşanması gayet doğaldır. Kabızlık durumunu sadece katı sert dışkı olarak düşünmemek lazım. Dışkınınz yumuşak olsa bile siz bu yumuşak dışkıyı karnınızı sıkmadan (ıkınmadan) çıkaramıyor iseniz bu durum da kabızlık halidir...
  Diğer taraftan, birçok hasta geçirdiği bu ameliyatlar sonrasında kabızlığın da geçeceğini düşünür ama yanılır.

 Lazerli ameliyat olduğnuuz evre 2 hemoroid hastalığını da düşündüğümüzde; sitemizde de bahsettiğimiz gibi yıllardır pek farkında olmasanız da devam eden hatalı (ıkınarak) dışkılama alışkanlığına sahipsiniz. Dolayısıyla sahip olduğunuz dışkılama güçlüğü (Anismus, rektosel, rektal hiposensitivite gibi), geçirmiş olduğunuz lazerli hemoroid ameliyatına rağmen devam ediyor. Dolayısıyla bu süreçte değişen dışkı kıvam, miktar ve kalınlığına da paralel olarak makata olan yüklenmeler (ıkınmalar) artıyor veya azalıyor. Ikınmaların arttığı dnemler ise kendini kaanama olarak gösteriyor.
 Sonuç olarak yaşadığnıız kanamalar için hala makat ağzına odaklanmak yerine altta yatan ve dışkılama güçlüğüne yol açan hastalıklar (Anismus, rektosel, rektal hiposensitivite gibi) nedeniyle niye rahat bir dışkıalama süreci yaşayamadığınızı düşünmenizi öneririm. Unutmayınki makat sorunları, sıklıkla bir neden değil altta yatan ve dışkılama güçlüğüne yol açan hastalıkların bir sonucu olarak belirginleşir.

  Öncelikle geçmiş olsun. Durumunuzu kısaca özetlemem gerekirse... Hatalı dışkılama alışkanlıkları temelinde başlayıp yıllar içerisinde belirginleşen ve dışkılama güçlüğüne yol açan hastalıklar (Anismus, rektal hiposensitivite, rektal mukozal prolapsus, pelvik taban düşüklüğü gibi) eşliğinde, yıllar içersinde belirginleşen makat hastalıkları (hemoroid, çatlak) nedeniyle bir tedavi görüdünüz. Ama bu tedavi sizi ancak 2 yıl kadar götürebildi. Çünkü imam bildiğini okur misali, gerek devam eden kullanıcı hataları gerekse devam eden dışkılama güçlüğü nedeniyle makat sorunları tekrar belirginleşmeye başladı.
  Sonuç olarak... Bu durumda olan hastalara son çare olarak LİS (makatı gevşeme) ameliyatı önerilmesi kaçınılmazdır. Ama bu LİS ameliyatı, altta yatan bu kadar unsur var iken tek başına yeterli oluyor mu? Evet, olay sadece bir çatlak ise yüzde 90 oranında çatlak kayboluyor. AMa tüm makat sorunları da geçiyor mu? İşte asıl cevap aranması gereken soru bu olmalı... Şimdi gelelim sizin sorularınıza...
  - Lis ameliyatı olduktan sonra tabi ki hayat boyu yediklerime dikkat edeceğim ancak bunun yeniden tekrar etme olasılığı nedir? Altta yatan bir dışkılama güçlüğü var ise bu durumu en azından beslenme alışkanlıklarına dikkat ederek ömür boyu tolere etmek zorunda kalabilirsiniz. Ama ne oranda ve ne kadar süreyle başarılı olabilirsiniz? bunun bir garantisi yoktur. Başarılı bir iç kas gevşetme (LİS) ameliyatı sonrasında çatlak oluşumu sıklıkla tekrarlamaz. Lİs ameliyatının başarılı olmama sebepleri sitemiz içeriğinde ve ANal fissür sayfamızda anlatılmıştır.
  - Yaşım 44 ve bu kasta yaşlılık ile birlikte kendiliğinden bir gevşeme oluşur ve fissürün tekrar etme olasılığı düşer mi? Evet, yaşla birlikte makat iç kaslarında gevşeme oluşur. Ancak Anal fissür oluşmuunda her ne kadar makat iç kası hedef gösteriliyor olsa da kişi kontrolünde olan makat dış kaslarının etkisi de yadsınamaz. Dolayısıyla altta yatan diğer nedenler dolayısıyla ve kişi farkında olmasa da makat dış kaslarını kasmaya devam ettiği sürece düşündüğünüz gevşeme olmayabilir.
 -Hayat boyu her et yediğimde tetikte mi olmalıyım? Hayır böyle bir durum söz konusu değildir.
 -Baharat ve acı ile ilişkin nelere dikkat etmeliyim. Örneğin hiç turşu tüketmemeli miyim? Hayır bu tarz bir kısıtlama yoktur. Doğrudan bir etkisi/ zararı da yoktur. Yerken zevk alıyorsanız çıkarken de zevk almanız gerekmez mi?
 -Her sabah aç karnına bir kaşık zeytinyağı içmek gibi öneriler var. Bu tür önerilere nasıl bakıyorsunuz? Sadece hikaye diyorum... Makat sorunu yaşayan tüm hastaların öncelikle beslenmeye (girişe) odaklanmalarına şaşıyorum. Çünkü asıl sorun çıkışta... Yani dışkılamanın nasıl yapıldığında... Beslenmenin dışkılamaya olan etkisi, düşünüldüğünden çok daha azdır. Yani sadece dışkı miktar ve kıvamı için beslenme gereklidir. Detaylar çok önemli değildir. Amaç belliş bir miktar ve kıvamda dışkı oluşturmaktır. Bunun için de herşeyden yenmelidir. Ki makat hastalıklarında uygulanan tedavilerin asıl amacı da bu değil midir? Yaşam konfor ve kalitesi i,çin Ağız tadıyla herşeyden yiyebilmek...