Bilmek İstedikleriniz

          Site içersinde de belirttiğim gibi aynı aile içersindeki bireylerde hemoroidal hastalık daha fazla görülmektedir. Ancak bu ırsi özellik diyabet(şeker hast.) gibi genetik nedenli değildir. Yapılan tüm bilimsel çalışmalar sonucunda hemoroidal hastalığın aynı aile içersindeki bireylerde daha sıklıkla görülmesinin sebebi olarak "ORTAK BESLENME DÜZENİ VE ALIŞKANLIKLARI" olduğu düşünülmüştür.
          "Acaba basur muyum? değil miyim? Doktora gitmem gerekli mi?" bu ve buna benzer sorular bir çok kişi tarafından düşünülmekte, sizin gibi belli imkanı veya cesareti olanlar da dile getirebilmektedir.
Bu düşünceler aslında "muayene olma" gerekliliğinin temellerini oluşturmaktadır. Nasıl mı? Öyle veya böyle, az veya çok, arada sırada veya devamlı olsun, hiç önemli değil. önemli olan tek şey var ki, o da makatınızda bir sorun olduğu ve bunu sizin tek başınıza anlama imkanınızın olmadığıdır. Çevrenizin da anlaması, kesinleştirmesi imkanı yoktur. Dolayısıyla en kısa zamanda MAKAT HASTALIKLARI İLE İLGİLENEN BİR GENEL CERRAHİ UZMANINA muayene olmanız; kendinize, yaşam konforunuza ileriye dönük olarak yapabileceğiniz en büyük yatırımınız olacaktır.

          Öncelikle belirtmek isterim ki “lazerli ameliyat” diye bir tedavi şekli yoktur. Şöyle açıklayayım; lazerli tedavi diye bilinen, aslı infrared(ışınla) tedavi dediğimiz, ameliyatsız(bıçaksız) tedaviler grubunda bir tedavidir.
          Sitemiz içeriğinde de açıklamaya çalıştığımız gibi ameliyatsız(bıçaksız) tedavilerin amacı medikal tedavilere göre hasta rahatlatılmasını biraz uzun vadeye taşıyabilmektir. Bu vadeyi belirleyen de sizin hastalığınızın ilerleme derecesidir. O yüzden de daha çok erken evre hastalarda kullanılmaktadır.
          Özellikle de sizin gibi “tuvaletten sonra memeler dışarı çıkıyor.” diyen hastalarımızı için ışınla tedavi zaten pek uygun değildir. Belki boğma yöntemi ile biraz daha iyi sonuç alınabilir. Ama bu yöntem ile de uzun vadeli ve kalıcı bir çözüm beklenmemelidir.
          BASUR GİBİ MAKATIN IYI HUYLU HASTALIKLARINDA %30-40 ORANINDA TEDAVİ YÖNTEMİNİN ŞEKLİ VE NASIL YAPILDIĞINI BİLMEK ÖNEMLİDİR. ANCAK %60-70 ORANINDA TEDAVİ SONRASI DÖNEM DAHA ÖNEMLİDİR. TEDAVİ YÖNTEMLERİ VE BU TEDAVİLERİN SONRASININ NASIL GEÇECEĞİ, BİR HASAR(KALICI-GEÇİCİ) KALIP KALMAYACAĞINI KONUSUNDA YETERLİ BİLGİ ALAMAZSANIZ; MEMNUNİYETSİZ VEYA NÜKS ETMİŞ HASTA OLARAK DÖNERSİNİZ.
          Bu yüzden sizin öncelikle durumunuzun belirlenmesi için tekrar muayene olmanız, sonrasında da tedavi yöntemleri hakkında ayrıntılı bilgilendirme talebinde bulunarak beklentilerinize uygun tedavi alternatifini seçmeniz uygun olacaktır.

          Beslenme alışkanlıklarımız belli bir düzende gittiği sürece sindirim sistemimiz çıkışa(rezervuara/rektuma) bol yumuşak atık(dışkı) bırakmış olacaktır. (Ki bunun nasıl sağlanacağının mantığı "Nasıl İdare Edilir?" bölümümüzde anlatılmıştır.)Müteakiben de düzenli tuvalet alışkanlıklarımız sayesinde boşaltım ile sonlandırılır. Ki bunun mantığı da gayet basittir. MERMİYİ NAMLUYA VERİN, ANCAK NAMLUDAN DA SİZ ÇIKARMA ÇALIŞMAYIN. NAMLUDAN ÇIKARMA İŞİNİ MERMİDEKİ BARUT YAPSIN. Yani dışkıyı makat ağzına getirme işi için hafifçe ıkındıktan sonra illa dışarıya da çıkarmak için zorlamayın, barsakların doğal ileri doğru hareketleri ile kendisi çıksın.

          İşte sistem bu şekilde düzenli olarak çalışırken ve hiçbir sorun yaşanmazken bir gün, sorun başgösterir. Ki bunun adının hiçbir önemi yoktur. SORUN VARDIR....Yıllar içinde biz sistemi normal kullandığımızı düşünürüz. Çünkü bize bir sorun yaratmıyordur. Ancak içten içe, beslenme ve tuvalet alışkanlıkları hakkındaki bilgisizliklerin bedeli olarak yıllar içinde makatımızda bir takım değişiklikler ve deformasyonlar gelişmiştir. Sonuçta bir gün sistemdeki bir yüklenme bir yerden patlak vermiş olur.

          Site içersinde "Ben de var mı?" bölümümüzde de anlatmaya çalıştığım gibi bir sabah kalktığımızda makatımızın dış kenarında ağrılı bir şişlik ile karşılaşırız. Evet, "nurtopu gibi bir trombozunuz oldu." haberi böylece size ulaşmış olacaktır. Bu şişlik bazen kanama yaparak içini boşaltır ve sonra da küçülür. Ama birkaç gün daha ufaktan ağrılara neden olur.
Bu durum yani sadece makatın dış ağzında belli bir noktada çıkan bu şişlikler dış hemoroidlere bağlı olarak gelişen ve tek sorun olan TROMBOZ durumudur. Ancak çoğunlukla iç hemoroidlerin de bir habercisi OLABİLMEKTEDİR. Bu durumu bir uyarı olarak kabul edip beslenme ile dışkılama alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz uygun olmaz mı?
Makatla ilgili adı ne olursa olsun, herhangi bir sorun varlığında; mutlaka "ne olduğunun" ve aynı anda "ne olmadığının" öğrenilmesi yani muayene olunması gerekmektedir.

          Sitemizin içersinde “tekrarlar mı?” adlı bölümümüzde de belirttiğimiz gibi medikal vaya konservatif veya ilaç tedavilerin amacı kişinin mevcut sıkıntılarını azaltmaya yöneliktir. Hastalığı yok etmeye yönelik değildir. Tabi tedaviden kastınız "hastalığı yok etme " düşüncesi ise…. Ancak çoğunlukla, sizin de belirttiğiniz gibi sıkıntılar geçince hastalığın da geçtiği düşüncesi oluşur. Bu durum, basur için kesinlikle doğru bir düşünce değildir.

          Hemoroidal Hastalık(Basur) tedavisinin adı ister medikal, ister cerrahi dışı, isterse de cerrahi olsun; asıl olan her zaman için bilgidir, bilinçli hasta olabilmektir. Size uygulanacak tedavinin ne olduğunu, amacını ve bu tedavinin kısa ve uzun dönem beklentileriniz, isteklerinizi karşılama durumu hakkında yeterli bilgi alamazsanız, siz de "memnuniyetsiz veya tekrarladı" diyerek geri dönen hastalarda olursunuz.
Umduğunuzu değil, bulduğunuzu yersiniz....

          O yüzden sizin doktorunuzla görüşüp, durumunuza ve beklentilerinize göre tekrar tedavi altına girmeniz daha iyi olacaktır.

          Baharatlı ve acılı beslenme sonrasında genel olarak makatımızdaki damarlar da dahil olmak üzere vucudumuzdaki tüm damarlarda bir genişleme olur. Aynı zamanda acı ve baharat özelliği gereği, tahriş olmuş yaralı bir alana sürüldüğünde yakar ve acı verir. O yüzden Acılı ve baharatlı beslenme ile Hemoroidal Hastalık(Basur) arasındaki ilişkiyi iki açıdan değerlendirmek çok daha akıllıca olacaktır.
1. Eğer kişideki basur erken evrelerde ise yani, içerdeki memeler çok fazla tahriş olmamış ise çıkışta çok bir sorun yaşanmaz. Sadece hafif bir yanma sızlama olacaktır.
2. Basur ileri aşamalarda ise yani, içerdeki memeler çok fazla tahriş olmuş iseler çıkıştaki yanma ve sızlanma çok daha fazla olacaktır.
Eeee..., doğal olarak da kişi basurunun azdığını veya ortaya çıktığını düşünmektedir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, acı ve baharatın dolaylı etkisi sebebiyle, basur sıkıntılarının belirginleşmesini sağlama dışında direk hastalığın ilerlemesini artırıcı özelliği olmadığı ortaya çıkmış olur.
Mayalı içki(bira, şarap gib...) kullanımı sonrasında da sıklıkla basur sıkıntılarında belirginleşme olmaktadır. Aynı şekilde dolaylı etki olarak; mayalı içki kullanımları dışkının yumuşamasına-cıvıklaşmasına, bu ise tuvalette ıkınmayı artırarak sıkıntıların belirginleşmesine neden olmaktadır.